Muris muvazaası ve mal kaçırma davaları

Türk Medeni Hukuku, miras bırakanın (muris) ölümünden sonra geride bıraktığı malvarlığının (tereke) yasal mirasçılar arasında adaletli bir şekilde paylaştırılmasını hedefleyen temel prensipler üzerine kuruludur. Ancak ne yazık ki, miras bırakanın yaşarken yaptığı bazı tasarruflar, özellikle de “muris muvazaası” ve “mal kaçırma” olarak nitelendirilebilecek işlemler, yasal mirasçıların miras haklarını ihlal ederek ciddi uyuşmazlıklara yol açabilmektedir. Bu tür durumlar, miras hukukunun en karmaşık ve tartışmalı alanlarından birini oluşturmakta, mağdur olan mirasçıların haklarını aramak için çeşitli hukuki yollara başvurmasını zorunlu kılmaktadır.

Bu makale, muris muvazaası ve mal kaçırma kavramlarını derinlemesine incelemekte, bu hukuka aykırı tasarrufların tespiti halinde mirasçılar tarafından açılabilecek davaları ayrıntılı bir şekilde ele almaktadır. Amaç, konunun hukuki çerçevesini çizmek, Yargıtay’ın bu konudaki güncel içtihatlarını yansıtmak ve uygulamada karşılaşılan sorunlara ışık tutarak mirasçılar ve hukuk profesyonelleri için kapsamlı bir rehber sunmaktır.

I. MURİS MUVAZAASI KAVRAMI VE HUKUKİ NİTELİĞİ

Muris muvazaası, miras bırakanın, mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla gerçekte bağışlamak istediği bir taşınmazını veya malını, satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi bir başka hukuki işlemle (genellikle tapuda satış göstermek suretiyle) devretmesidir. Burada önemli olan, dışarıdan bakıldığında geçerli bir işlem gibi görünen bu tasarrufun arkasında gizli bir bağış iradesinin bulunmasıdır. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 19. maddesinde genel muvazaa hükmü düzenlenmiş olup, muris muvazaası bu genel düzenlemenin özel bir uygulama alanıdır.

A. Muvazaanın Unsurları:

Bir işlemin muris muvazaası olarak nitelendirilebilmesi için üç temel unsurun bir arada bulunması gerekir:

  1. Görünürdeki İşlem: Miras bırakanın üçüncü kişiyle veya mirasçılardan biriyle yaptığı ve dışarıdan bakıldığında geçerli gibi görünen bir hukuki işlemdir. Genellikle tapuda satış, ölünceye kadar bakma sözleşmesi, trampa veya adi şirket sözleşmesi gibi işlemler görünürdeki işlemi oluşturur. Bu işlem, mirasçıların miras haklarını azaltma veya ortadan kaldırma amacı taşımaktadır.
  2. Gizli İşlem: Görünürdeki işlemin arkasında gizlenen ve tarafların gerçek iradelerini yansıtan hukuki işlemdir. Muris muvazaasında gizli işlem, genellikle bir bağış sözleşmesidir. Miras bırakan, aslında karşılıksız olarak vermek istediği malı, görünürde bir bedel karşılığı devretmiş gibi gösterir.
  3. Muvazaa Anlaşması (Görünürdeki İşlemin Geçersizliği Konusunda Anlaşma): Görünürdeki işlemin tarafları arasında, bu işlemin sadece bir görünüşten ibaret olduğu ve gerçekte bir bağış amacı taşıdığı konusunda bir irade uyuşmazlığı değil, irade birliği ve anlaşması bulunmalıdır. Yani miras bırakan ile devralan kişi, yapılan satışın gerçek bir satış olmadığını, amacın mal kaçırma olduğunu bilmeli ve bu konuda mutabık kalmalıdır. Bu unsur, muvazaanın en kritik ve ispatı en zor olan kısmıdır.

B. Muris Muvazaasının Hukuki Sonuçları:

Muris muvazaası ile yapılan işlemler, mutlak butlanla batıldır. Bu, işlemin baştan itibaren geçersiz olduğu, hiçbir hukuki sonuç doğurmadığı anlamına gelir. Geçersiz bir işlem, zamanla geçerli hale gelmez ve her zaman ileri sürülebilir. Mutlak butlan, herkes tarafından ve her aşamada ileri sürülebilir, dava konusu edilebilir.

C. Muvazaa ile Mirastan Mal Kaçırma Arasındaki İlişki:

Muris muvazaası, mirasçılardan mal kaçırma amacını taşıyan özel bir durumdur. Ancak her mal kaçırma işlemi muris muvazaası değildir. Örneğin, miras bırakanın gerçekten düşük bir bedelle satış yapması, mirasçılarından mal kaçırma amacı taşısa da, bu işlem muvazaa değil, tenkis davasına konu olabilecek bir karşılıksız kazandırma veya mirasçıdan mal kaçırma amaçlı bir devir olabilir. Muvazaada temel ayırt edici özellik, görünürdeki işlemin arkasındaki gizli bağış iradesi ve bu iradenin taraflarca biliniyor olmasıdır.

II. MAL KAÇIRMA KAVRAMI

“Mal kaçırma” kavramı, muris muvazaasına göre daha geniş bir yelpazeyi kapsar. Miras bırakanın, mirasçılarını miras paylarından yoksun bırakmak amacıyla yaptığı her türlü hukuki tasarruf, genel anlamda mal kaçırma olarak nitelendirilebilir. Bu, bazen hukuka uygun (ancak tenkise tabi) bir bağış olabileceği gibi, bazen de hukuka aykırı (muvazaalı) bir işlem olabilir.

A. Mal Kaçırmanın Çeşitleri:

  1. Muvazaalı İşlemler: Yukarıda detaylıca açıklandığı gibi, muris muvazaası en yaygın mal kaçırma yöntemlerinden biridir.
  2. Tenkise Tabi Bağışlar: Miras bırakanın, saklı pay sahibi mirasçılarının saklı paylarını ihlal edecek şekilde yaptığı karşılıksız kazandırmalar (bağışlar) mal kaçırma amacı taşımasa bile, miras hukukunun koruyucu hükmü olan tenkis davasına konu olabilir. Bu durumda işlem geçerlidir, ancak mirasçıların saklı payları oranında indirime tabi tutulur.
  3. Bedelsiz veya Düşük Bedelli Satışlar: Miras bırakanın, bir mirasçıya veya üçüncü kişiye, gerçek değerinin çok altında bir bedelle satış yapması da mirasçılardan mal kaçırma amacı taşıyabilir. Bu durumda, işlemin muvazaalı olup olmadığı araştırılır. Eğer satış bedeli ile taşınmazın gerçek değeri arasında fahiş bir dengesizlik varsa ve miras bırakanın amacı mal kaçırmak ise, bu işlem de muvazaa kapsamında değerlendirilebilir.
  4. Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmeleri: Bu sözleşmeler, miras bırakanın bir başkasından bakım hizmeti karşılığında malvarlığını devrettiği meşru sözleşmelerdir. Ancak, miras bırakanın gerçekte bakım ihtiyacı olmadığı veya bakım hizmetinin gereği gibi yerine getirilmediği durumlarda, sırf mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı iddiasıyla muris muvazaası hükümleri çerçevesinde dava konusu edilebilir.

III. MURİS MUVAZAASI VE MAL KAÇIRMA NEDENİYLE AÇILABİLECEK DAVALAR

Miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yaptığı tasarruflara karşı mirasçıların başvurabileceği temel hukuki yollar şunlardır:

A. Tapu İptali ve Tescil Davası (Muris Muvazaası Nedeniyle)

Muris muvazaasının en yaygın dava türüdür. Bu dava, mirasçıların, miras bırakanın yaptığı muvazaalı işlemin geçersiz olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptalini ve miras bırakan adına tescilini talep ettiği davadır.

1. Davanın Niteliği ve Tarafları:

  • Nitelik: Bu dava, niteliği itibarıyla bir “yenilik doğuran” değil, “tespit” ve “edim” davası niteliğindedir. Mahkeme, muvazaalı işlemi baştan itibaren geçersiz kabul ederek tapu kaydının geriye dönük olarak düzeltilmesine karar verir.
  • Davacı: Dava, miras bırakanın yasal mirasçıları veya atanmış mirasçıları tarafından açılabilir. Saklı pay sahibi olmayan mirasçılar da bu davayı açabilir. Çünkü muvazaa, tüm mirasçıların menfaatini ilgilendiren bir durumdur.
  • Davalı: Davalı, muvazaalı işlemin diğer tarafı olan ve tapuda malik görünen kişidir (genellikle mirasçılardan biri veya üçüncü bir kişidir). Eğer taşınmaz, muvazaalı devirden sonra üçüncü bir kişiye devredilmişse, iyi niyetli olup olmadığına bakılmaksızın son malik de davalı olarak gösterilmelidir.

2. İspat Yükü ve Deliller:

  • İspat Yükü: Muris muvazaasının ispat yükü, davacı mirasçı üzerindedir. Ancak, muvazaanın gizli bir işlem olması ve tarafların gerçek iradelerini saklama eğiliminde olması nedeniyle, ispat genellikle güçtür.
  • Deliller: Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) uyarınca her türlü delil (tanık, keşif, bilirkişi, yemin, belge vb.) kullanılabilir. Özellikle, miras bırakanın yaşı, sağlık durumu, malvarlığının devir tarihindeki durumu, devredilen malın değeri ile gösterilen satış bedeli arasındaki fahiş fark, miras bırakanın diğer mirasçılarla ilişkileri, devralan kişinin mali gücü, devredilen maldan elde edilen gelirin akıbeti gibi hususlar muvazaanın ispatında önemli rol oynar.
    • Hayat Deneyimi Kuralları: Yargıtay, muris muvazaası davalarında ispat yükünü kolaylaştırmak amacıyla “hayat deneyimi kuralları”nı ve “olgusal karineler”i dikkate almaktadır. Örneğin, murisin tüm malvarlığını belirli bir mirasçısına veya üçüncü bir kişiye devretmesi, murisin o mirasçıya daha yakın olması, diğer mirasçıları mirasından yoksun bırakma amacı taşıması gibi olgular, muvazaanın varlığına işaret edebilir.
    • Gizli Bağış İradesi: Davacı mirasçı, miras bırakanın görünürdeki işlemle aslında bağışlama iradesi taşıdığını ve bu bağışlama iradesinin devralan tarafından da bilindiğini ispatlamalıdır.
    • Tanık Beyanları: Özellikle miras bırakanın, bu işlemi neden yaptığına dair yakın çevresine veya diğer mirasçılara sarf ettiği sözler, tanık beyanları aracılığıyla önemli delil teşkil edebilir.

3. Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre:

Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davaları, zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi değildir. Çünkü muvazaa, mutlak butlanla batıl olan bir işlemdir ve mutlak butlanla batıl işlemlerin geçersizliği her zaman ileri sürülebilir. Bu durum, mirasçıların miras bırakanın ölümünden yıllar sonra bile bu davayı açabileceği anlamına gelir.

4. Dava Açılabilmesi İçin Şartlar:

  • Miras Bırakanın Ölümü: Dava, miras bırakanın ölümünden sonra açılabilir. Zira miras hakkı, miras bırakanın ölümüyle doğar.
  • Mirasçılık Sıfatı: Davacının miras bırakanın yasal veya atanmış mirasçısı olması gerekmektedir. Mirasçılık belgesi (veraset ilamı) bu sıfatı ispatlar.

B. Tenkis Davası

Tenkis davası, muris muvazaası davasından farklı olarak, miras bırakanın yaptığı tasarrufun geçerli olduğu, ancak saklı pay sahibi mirasçıların saklı paylarını ihlal ettiği durumlarda açılan bir davadır. Bu dava, Medeni Kanun’un 560 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.

1. Davanın Niteliği ve Tarafları:

  • Nitelik: Tenkis davası, saklı pay sahibi mirasçıların saklı paylarını aşan kazandırmaların, bu payları tamamlayacak ölçüde geri istenmesini sağlayan, “yenilik doğuran” bir davadır. Mahkeme kararıyla, miras bırakanın yaptığı tasarruf, saklı pay oranında indirime tabi tutulur.
  • Davacı: Sadece saklı pay sahibi mirasçılar (altsoy, üstsoy ve eş) tenkis davası açabilir.
  • Davalı: Tenkis davasında davalı, saklı payı aşan kazandırmadan yararlanan kişidir (mirasçı veya üçüncü kişi).

2. İspat Yükü ve Deliller:

  • İspat Yükü: Davacı, miras bırakanın yaptığı tasarrufun saklı payı ihlal ettiğini ispatlamakla yükümlüdür.
  • Deliller: Genellikle, miras bırakanın yaptığı bağışların veya diğer karşılıksız kazandırmaların tespiti, terekenin ve saklı payların hesaplanması için bilirkişi incelemesi yapılır. Özellikle muvazaalı satışlarda, satış bedeli ile gerçek değer arasındaki fahiş fark, tenkis hesabında bir bağış olarak değerlendirilebilir.

3. Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre:

Tenkis davası, mirasçıların saklı paylarının ihlal edildiğini öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinden, diğer kazandırmalarda mirasın açılmasından (ölümden) itibaren on yıl içinde açılmalıdır (TMK m. 571). Bu süreler hak düşürücü sürelerdir.

4. Muris Muvazaası ve Tenkis Davasının Birlikte Değerlendirilmesi:

Uygulamada, mirasçılar genellikle hem muris muvazaası iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası hem de tenkis davasını birlikte veya sırayla açmaktadır. Eğer muris muvazaası iddiası ispat edilemezse, mahkeme davanın tenkis davası olarak incelenmesine karar verebilir. Zira, muvazaa ispat edilemese dahi, işlemin bir bağış niteliğinde olduğu ve saklı payı ihlal ettiği anlaşılabilir.

C. Miras Ortaklığına Temsilci Atanması Davası

Miras bırakanın ölümünden sonra mirasçılar arasında miras ortaklığı oluşur. Miras ortaklığı, terekenin tamamı üzerinde elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Mirasçılar arasında uyuşmazlık olması veya bir mirasçının diğerlerinin haklarını ihlal edici tasarruflarda bulunması durumunda, miras ortaklığına temsilci atanması talep edilebilir (TMK m. 640/3). Bu temsilci, terekenin yönetimi ve korunması ile mirasçılar adına dava açma ve takip etme yetkisine sahip olabilir.

D. İstihkak Davası (Miras Bırakanın Mallarının Üçüncü Kişilerde Olması Durumu)

Eğer miras bırakanın malvarlığına ait mallar, mirasçılar dışındaki kişiler tarafından haksız olarak zilyetliğinde tutuluyorsa, mirasçılar, miras ortaklığı adına veya kendi miras payları oranında istihkak davası açabilirler. Bu dava, özellikle miras bırakanın ölümünden sonra malların kötü niyetli kişilerce sahiplenilmesi durumunda gündeme gelir.

E. Miras Bırakanın Yaptığı İşlemlerin İptali (İptal Davası)

Bu dava türü daha çok, miras bırakanın kendi iradesinin sakatlanması (hata, hile, ikrah gibi) veya ehliyetsiz olması nedeniyle yaptığı işlemlerin geçersizliği için gündeme gelir. Eğer miras bırakan, akıl hastalığı, bunama gibi nedenlerle ayırt etme gücünden yoksun olduğu bir dönemde mal kaçırma amacı taşıyan bir tasarruf yapmışsa, bu işlem mutlak butlanla batıldır ve mirasçılar tarafından iptali talep edilebilir. Bu dava, muvazaa davasından farklı olarak, miras bırakanın irade sakatlığına veya ehliyetsizliğine dayanır.

F. Alacaklıların Açabileceği İptal Davaları (İİK m. 277 vd.)

Miras bırakanın borçlarından kaçmak amacıyla mallarını üçüncü kişilere devretmesi durumunda, alacaklılar, İcra ve İflas Kanunu’nun 277. maddesi ve devamı maddeleri uyarınca iptal davası açabilirler. Bu dava, muris muvazaasından farklı bir hukuki temele dayanır ve miras bırakanın tasarrufunun alacaklıları zarara uğratma kastıyla yapılmış olmasını gerektirir. Alacaklılar, bu dava ile tasarrufun kendi alacakları yönünden geçersizliğini talep ederler.

IV. YARGITAY İÇTİHATLARININ ROLÜ VE ÖNEMİ

Muris muvazaası davaları, Yargıtay’ın içtihatları ile şekillenmiş ve gelişmiş bir hukuk alanıdır. Yargıtay, bu davalarda, görünürdeki işlemin niteliğine bakılmaksızın, miras bırakanın gerçek amacının (mal kaçırma kastı) ve devralanın bu amacı bilip bilmediğinin araştırılmasının esas olduğunu vurgulamaktadır. Yargıtay kararlarında sıkça vurgulanan bazı kriterler şunlardır:

  • Yaş, Sağlık Durumu ve Ölüm Tarihi: Miras bırakanın devir tarihindeki yaşı, sağlık durumu ve ölüm tarihi ile devir arasındaki süre, mal kaçırma kastının varlığına dair önemli emarelerdir. Örneğin, murisin ölümüne kısa bir süre kala tüm malvarlığını belirli bir mirasçısına devretmesi, şüphe uyandırır.
  • Sosyal ve Ekonomik Durum: Miras bırakanın sosyal çevresi, aile yapısı, diğer mirasçılarla olan ilişkileri, malvarlığının büyüklüğü ve devir sonrası durumu, muvazaanın ispatında dikkate alınır.
  • Bedel Karşılaştırması: Devredilen malın gerçek değeri ile tapuda gösterilen satış bedeli arasındaki fahiş fark, en önemli göstergelerden biridir. Sembolik bir bedel gösterilmesi veya bedelin hiç ödenmemiş olması, muvazaanın güçlü bir delilidir.
  • Bakım İhtiyacı ve Bakım Borcunun Yerine Getirilmesi: Ölünceye kadar bakma sözleşmelerinde, murisin gerçekten bakıma muhtaç olup olmadığı, bakım borcunun gereği gibi yerine getirilip getirilmediği titizlikle araştırılır. Eğer murisin bakım ihtiyacı yoksa veya bakım hizmeti fiilen sunulmuyorsa, sözleşmenin muvazaalı olduğu kabul edilebilir.
  • İradenin Serbestliği ve Baskı: Miras bırakanın devir anındaki iradesinin serbest olup olmadığı, üzerinde baskı veya manipülasyon bulunup bulunmadığı da değerlendirilmelidir.
  • Delillerin Birlikte Değerlendirilmesi: Yargıtay, tek bir delilin değil, tüm delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi ve yaşam deneyimi kuralları ile hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde karar verilmesini istemektedir.

V. UYGULAMADA KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Muris muvazaası ve mal kaçırma davaları, uygulamada bazı zorlukları beraberinde getirmektedir:

  1. İspat Güçlüğü: Muvazaanın gizli bir işlem olması ve tarafların genellikle bunu gizleme eğiliminde olması nedeniyle ispat çok zordur. Miras bırakanın ölümüyle birlikte beyan alma imkanının ortadan kalkması, tanık bulma güçlüğü, evrak eksikliği gibi durumlar ispatı daha da zorlaştırır.
    • Çözüm Önerisi: Avukatların, dava açmadan önce detaylı bir ön araştırma yapması, olası tüm delilleri toplamaya çalışması, tanıkların tespiti ve beyanlarının alınması kritik önem taşır. Banka kayıtları, tapu kayıtları, vergi beyanları, miras bırakanın günlükleri, mektupları gibi yazılı delillerin araştırılması faydalı olabilir.
  2. Uzun Yargılama Süreçleri: Bu davalar, genellikle karmaşık hukuki ve fiili incelemeler gerektirdiğinden uzun sürebilir. Keşif, bilirkişi incelemesi, tanık dinleme gibi süreçler davanın uzamasına neden olur.
    • Çözüm Önerisi: Yargılama aşamasında avukatların davayı etkin bir şekilde takip etmesi, ara kararların zamanında yerine getirilmesini sağlaması ve gereksiz uzamalara mahal vermemesi önemlidir.
  3. Hukuk Bilgisi Eksikliği: Mirasçıların hukuki bilgi eksikliği nedeniyle haklarını zamanında ve doğru bir şekilde arayamamaları söz konusu olabilir.
    • Çözüm Önerisi: Miras hukuku konusunda uzmanlaşmış bir avukattan profesyonel hukuki destek almak, davanın başarıyla sonuçlanması için hayati öneme sahiptir.
  4. Duygusal Yük: Miras davaları, aile içi ilişkileri derinden etkileyen ve duygusal gerilimleri artıran davalardır.
    • Çözüm Önerisi: Hukuk profesyonellerinin, müvekkillerine sadece hukuki destek değil, aynı zamanda bu süreçte psikolojik olarak da destek olmaya çalışması ve gerçekçi beklentiler oluşturması önemlidir.

Muris muvazaası ve mal kaçırma, miras bırakanın ölümü sonrasında mirasçılar arasında büyük hukuki sorunlara yol açan ciddi miras hukuku ihlalleridir. Türk Medeni Kanunu ve Yargıtay içtihatları, bu tür durumlarda mağdur olan mirasçıların haklarını korumak için çeşitli hukuki yolları öngörmektedir. Tapu iptali ve tescil davası, tenkis davası, miras ortaklığına temsilci atanması gibi davalar, mirasçıların adalet arayışında başvurabilecekleri başlıca mekanizmalardır.

Bu davaların başarısı, özellikle ispatın gücüne ve hukuki sürecin doğru yönetilmesine bağlıdır. Miras bırakanın gerçek amacının (mal kaçırma kastı) ve devralan kişinin bu durumu bilerek hareket ettiğinin ispatı, davanın kilit noktasıdır. Bu nedenle, miras hukuku alanında uzmanlaşmış bir avukattan profesyonel destek almak, delillerin titizlikle toplanması ve hukuki argümanların sağlam bir şekilde ileri sürülmesi, mirasçıların hak arayışında başarıya ulaşmaları için vazgeçilmezdir. Adaletin tecellisi ve miras haklarının korunması adına, muris muvazaası ve mal kaçırma iddialarının titizlikle incelenmesi ve hukuka uygun çözümlerin bulunması büyük önem taşımaktadır.

Avukata Sor

Diğer okurlarımızın da faydalanması amacıyla sorunuz bu sayfada yayımlanacaktır. İletişim bilgileriniz gizli tutulacaktır.

Sorunuzla ilgili ek bilgi almak veya bilgi vermek için size ulaşabiliriz. Telefon numaranız gizli tutulacaktır.